Kötülüğün felsefesi belki her zaman vardı ama insanların fırınlarda yakılıp üzerlerinde feci deneyler yapıldığı ortaya çıkınca, kötülük çiçekleri gibi kötülük felsefesi adeta karalıktan bitti. Hannah Arendt, kötülüğün sıradanlığından bahsederken aslında yüzyıllar boyunca yapılmış olan dini yorumları bir tarafa koyup hayatta hukuksuzluğun hüküm sürdüğü yerlerde kötülüğün sıradanlığından dem vurmuştu. Haklıydı da. Zira tüm kötülükleri bir grup günahkâra atfetmek ya da toplumun içinden günah keçileri seçip kendini rahatlatmak etrafımızı sis gibi saran kötülüğü temizleyemezdi. “