Saatin alarmı çaldığında odanın karanlığında ayaklarını yataktan çıkarıp aşağıya indirdi. Kalkıp cebinin alarmını kapattı. Açtığı yarım gözlerle banyoya doğru ayaklarını sürüdü. Avucuna doldurduğu suyu yüzüne çarpar çarpmaz rahatladı. Sabahları seviyordu. Yeni bir güne tazelenmeyi, umutla güne başlamayı, pamuk anneannesinin yanaklarını öpmeyi, pencereden el sallamasını seviyordu. Koşa koşa vapura yetişmeyi, İnci’yle çay simit sırasına girmeyi, sonra da gülüşerek kaynatmayı seviyordu.