Küçük, küçücükken her çocuk gibi hayal kurardım. Parasız olmamız hayal kurmama engel olamazdı ya. Bu düşlerimde birçok oyuncağım olurdu. Arabalar, tekneler, teneke insanlar ve de trenler benim hayallerimin zenginliğiydi. Oysa gerçek tam tersiydi. Evde pazardan alınmış tenekeden kurmalı bir cankurtaran arabası, bir de tekerlekleri bozuk üç tekerlekli bisiklet. Bütün oyuncaklarım bunlardı. Ama en büyük oyuncak hazinem annem ve ablamın dikiş dikerken kullandıkları ipliklerin boşalan tahta makaraları ve kibrit kutularıydı.